2012

SİSTEMATİK BOTANİK

Birbiri ile yakınlığı, akrabalığı olan bitkileri bir sistem içinde inceleyen ve okutan bir botanik bilim dalıdır. Bu bilim dalına sistematik botanik denildiği gibi, taksonomi ya da kısaca sistematik de denilebilir. 

Devamı »

Şifalı Meyveler

İnsan sağlığına iyi gelen doğal meyve ve sebzeler, doğal yollar ile hastalıkları tedavi etmede kullanılır. Aynı zamanda tükettiğimiz bazı besinlerin nelere yaradığını bilmeden tüketiriz. Ancak yediğimiz her sebze ve meyvenin vücudumuza yararı vardır. Şifalı bitkiler, kanserden idrar yolları enfeksiyonlarına kadar bir çok hastalığa iyi gelirken, şifalı meyvelerin de vücutta etkileri büyüktür.

Devamı »

Havuç


(Mohrrübe / Carotte / Carrot / Daucus corota ) Kökleri sebze olarak yenen iki yillik bir kültür bitkisidir. Havucun vatani Orta Avrupa’dir. Yabânî olarak Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya’da rastlanir. Memleketimizde de rastlanmaktaysa da kültür havucu özelliginde degildir. Bitki 1-1,5 m kadar boylarinda, az dalli, parçali yapraklidir. Çiçekleri yazin açan küçük, beyazimsi renkli semsiye durumunda toplanmislardir. Elverisli topraklarda ana kök bir metre kadar derine inebilmektedir. Havucun kazik seklindeki etli kökleri kültür sâyesinde meydana gelmistir. Havucun açik sari-turuncu renkteki dis kismi kabuk kismidir. Kök meyveleri farkli türleri sebebiyle çesitli sekil ve büyüklüktedir. Koyu sarimsi-turuncu renkte olan iç kismi odun dokusuna tekâbül etmekle birlikte genellikle parankimatik hücrelerden yapilmistir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Dogu Anadolu hâriç bütün Anadolu.

Kullanildigi yerler: Bitkinin tohumlari ve kazik kökleri (havuç) kullanilir. Tohumlar eterik yag ihtiva eder ki, bu da geraniol elde etmekte kullanilabilir. Ayrica konserve ve parfümeri sanâyiinde kullanilir. Kültür kök meyveler likopin, karotin provitamin A, B1, B2, C vitaminleri, % 7 oraninda seker, % 29 kadar fosfor ve mâdenî tuzlar ihtiva eder. Bu kök meyveler ham madde olarak karotin elde etmede, gida olarak tâze ve tursu hâlinde kullanilir. Provitamin A, vücutta vitamin A hâline geçer. Vitamin A, hastaliklara karsi mukâvemet kazandiran, göz ve cilt hastaliklarini önleyen çok faydali bir maddedir. Tâze havuç, günes yaniklari vakalarinda lapa hâlinde kullanilir. Havuç unu ve suyu çocuklarin beslenmesinde çok faydalidir.

Hanımeli


(Geissblatt / Jelängerjelieber / Chevrefeuillie / Honeysuckle / Lonicera caprifolium / Honey-suckle) Mayis ve temmuz aylarinda pembemsi beyazimtrak-sari renkli çiçekler açan, 1-3 m yükseklikte, tüysüz veya az tüylü tirmanici bir bitkidir. Yapraklar gövde üzerinde karsilikli-çapraz, derimsi, tüysüz ve alt yüzü az tüylüdür. Asagidaki yapraklar kisa sapli ve yumurtamsi sekilde olup, yukardakiler ise gövdeyi saracak sekilde tabanlariyla birlesmis durumdadir. Güzel kokulu olan çiçekler, tepedeki yapraklarin koltugunda, genellikle üç demet hâlinde, oldukça uzun sapli, basçik tipinde çiçek yaparlar. Çiçekler uzun tüpsü ve sarkik dudaklidir. Olgunlukta kirmizi renkli üzümsü meyveler verir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Bati ve Güney Anadolu, Karadeniz, Dogu Anadolu.

Kullanildigi yerler: Tipta yapraklari gargara yapmak için, çiçekleri antispazmodik olarak, meyveleri de idrar söktürücü ve kusturucu olarak kullanilir.

Ebegümeci

Gögsü yumusatir. Öksürük keser. Mide bulantisi ve kusmalari önler. Atesi düsürüp vücuda rahatlik verir. Bogaz ve bademcik iltihaplarini giderir. Diseti hastaliklarini tedavi eder.Bu bitkinin yapraklari tahris olan cildi dis etkenlere karsi korur.Cildi nemlendirir ve yumusatir.Ebegümeciyle kan dolasimini hizlandirabilir, bag dokusunun elastikiyetini artirabilirsiniz.Ayrica göz altindaki kirisiklara ve sisliklere de iyi gelir. 

Devamı »

Hanımeli (lonicera caprifolium)


Hanımeli (lonicera caprifolium) : Hanımeligillerin örneği olan, ilkbaharda güzel kokulu çiçekler açan bir süs bitkisidir. Çiçekleri, kabuğu ve yaprakları kullanılır. 100 kadar türü vardır.

Faydası : İdrar söktürür. Karaciğer hastalıklarında faydalıdır. Müzmin bronşitte rahatlık sağlar. Nefes darlığını giderir. Öksürüğü keser. Nikriste de kullanılır.

Nar ve Narın Faydaları


NAR: Lezzetli bir meyve olmasının yanında besin değerleri açısından da oldukça yararlıdır. Potasyum ve demir minerali ile C vitamini açısından çok zengin bir meyve olan nar, B1, B2 vitaminleri ile kalsiyum ve fosfor minerallerini de barındırır.

Narın Faydaları: Harareti keser. Enerji verir ve yorgunluğu giderir. Vücudu, kalbi, mideyi ve diş etlerini kuvvetlendirir. Çarpıntıyı giderir. Mide iltihabı ve ağız yarası için faydalıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kanser hücrelerinin gelişmesine engel olarak, başta cilt ve prostat kanseri olmak üzere, kansere karşı vücudu korur. Kandaki kolesterol oranını ve tansiyonu düşürür. Damar serliğini önler ve damarları açar. Bu özellikleriyle kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Kandaki şeker seviyesini de dengeleyerek şeker hastalarına iyi gelir. Cilt sağlığı için de faydalıdır. Nar suyu sesi açar.

Nar Nasıl Kullanılır? Narın meyvesi, meyve kabukları, nar ağacının kökleri ve dallar ile kök kabukları kullanılır. Nar tanelerini saran zar hazmı kolaylaştırır ve idrar söktürür. Narın kabuklarının kaynamış suda demlenmesi ile hazırlanan çay içilirse ishali keser. 2-3 gün boyunca sabahları aç karına içilip öğleye kadar bir şey yenilmezse bağırsak kurtlarını döker.

Nane Faydaları ve Nane Nasıl Kullanılır


NANE: Dünyada 25-30 kadar türü bulunan, sağlık açısından son derece faydalı, hoş kokulu bir bitkidir. Daha çok nemli yerleri sever.

Nanenin Faydaları: İştah açar. Sinirleri yatıştırır ve vücuda rahatlık verir. Strese ve baş ağrısına iyi gelir. Spazm ve kalp çarpıntısı riskini azaltır. Ateşi düşürür. Sindirim sistemi ve mide için çok faydalıdır. Sindirimi kolaylaştırır. Gaz söktürücüdür. Bağırsak kurtlarını düşürmeye yardımcı olur. Ülsere ve mide yanmasına iyi gelir. Kusmayı, mide bulantısını ve ağrısını önler. Grip, bronşit gibi soğuk algınlıklarında ve öksürükte faydalıdır. Diş ağrısını ve ağız kokusunu giderir. Anne sütünü arttırır. Sinirsel iktidarsızlığa iyi gelir.

Nane Nasıl Kullanılır? Nane, salata ve yemeklere güzel kokusu ve farklı tadıyla ayrı bir lezzet katmak için kuru ya da taze olarak katılabilir. Ayrıca, nane çayı hazmı kolaylaştırmak için yemeklerden sonra içilebilir. Naneden elde edilen nane yağı da çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. Yapraklarından hazırlanan nane çayı sakinlik verir. Soğuk algınlığı ve mide bulantısını giderir. Sindirimi kolaylaştırır ve bağırsaktaki gazları söker. Nane suyuna bir miktar sirke katılıp içilirse iç kanamaları durdurmaya yardımcı olur. Nanenin sakinleştirici etkisi nane yağı için de geçerlidir. Nane yağı ciltteki yanık lekelerini gidermekte ve soğuktan kaynaklanan şişlikleri indirmede etkilidir. Nane kaynatılıp buharı koklanırsa solunum yollarını açar ve soğuk algınlığına iyi gelir.

Cildinize İyi Gelecek Mineraller


Cildinize iyi bakıyorsunuz. Günlük temizliğini yapıyor, maske ya da peeling uyguluyorsunuz. Peki bu bakımı sadece beslenerek yapmaya ne dersiniz? Bunu yapmanın yolu ise sadece doğru minerali almak.

Cildinize iyi gelen mineraller ve bulunduğu besinler;

C Vitamini: Kolajen yapı için gereklidir, cilt esnekliği sağlar. Narenciyelerde, kivide, orman meyvelerinde ve maydanozda bulunur.Çinko: Kolajen yapı için çok önemlidir. Saçın beyazlamasını engeller. Kabak çekirdeği ve zencefil kökünde bulunur.Sülfür: Bağlayıcı dokuların inşa edilmesine yardım eder. Lahana, brokoli, sarmısak ve soğan en zengin kaynaklarıdır.

Silika: Cilt esnekliğinin korunmasını sağlar ve kemikleri güçlendirir. Sağlıklı tırnaklar ve parlak saçların oluşmasını sağlar. Salatalık, domates, dolmalık biber ve yulafta bulunur.

Magnezyum: Hücre zarlarındaki su pompalanmasını kontrol eder ve atıkların temizlenmesini sağlar. Aşırı tuz ve diğer toksinlerin neden olduğu fazla su tutulmasının önüne geçerek hücreyi rahatlatır. En iyi kaynak yeşil yapraklı sebzelerdir.

Beta karoten: Cildi güneş yanığına karşı korur. Havuç ve yeşil sebzelerde bulunur.

Dereotu (tereotu)


Maydanozgillerden iplik biçiminde yaprakları olan güzel kokulu bir bitkidir. Sonbahar aylarında toplanıp, kurutulur.

Faydası : Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. Hazmı kolaylaştırır, midenin gereği gibi çalışmasını sağlar. Hıçkırık ve hava yutmayı önler. Sinir zafiyetini giderir. Uyku verir. Aybaşı kanamalarının kolay olmasını sağlar. Anne sütünü artırır. İştah açar. Ağız kokusunu giderir. Çocuklardaki gaz ağrılarını giderir. Yemeklere ve salatalara tat vermek için konur. Hamileler kullanmamalıdır.

Defne (laurus nobilis)


Defnegillerden yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan ağaçtır. Boyu 2 metre kadardır. Akdeniz kıyılarında yetişir. Meyveleri yuvarlaktır. Rengi siyahımtıraktır. Yapraklarından yeşil renkli bir yağ çıkarılır.

Faydası : Terletir, ateşi düşürür, vücuda rahatlık verir. İdrar ve adet söktürür. İştah açar, Hazmı kolaylaştırır. Sinir ağrılarını (nevralji) dindirir. Yağı bazı merhemlerle karıştırılır. Baharat olarak da kullanılır. Hamileler kullanmamalıdırlar.

Bitkilerin Üremeleri


Canlıların en belirgin özelliklerinden birisi de kendilerine benzeyen bireyler bırakmaları yani üremeleridir. Bu esas fertten ayrılan üreme hücrelerinin veya çokhücreli parçaların gelişerek yeni fertler hasıl etmeleri ile olur.

Canlılarda üreme başlıca iki tarzdadır: Eşeysiz üreme (Aseksüel üreme), eşeyli üreme (Seksüel üreme).

1. Eşeysiz üreme: Bitkiden ayrılan tek hücreler veya çok hücreli kısımlar, harhangi bir tarzda birleşmeye lüzum göstermeden gelişerek yeni fertler verirler. Tek hücrelilerde hücre bölünmesi (enine-boyuna), tomurcuklanma veya sporlanma; çok hücrelilerde serbest hale geçen münferit hücreler veya fazla hücreli organlar ile olur.

Devamı »

Güvey Feneri (Physalis Alkekengi)


Özellikleri : Çiçekleri pembe beyaz olan ve kiraza benzeyen bir şifalı bitki olan güvey feneri genellikle kireçli topraklarda seyrek orman içlerinde yetişir ve çok yıllık bir bitkidir. Olgunlaşan meyveleri sonbaharda toplanır ve kurutulur.  Acımtırak bir lezzeti olan meyveleri ilaç yapımında kullanılmaktadır. Bol miktarda C vitamini içermektedir.

Devamı »

Safran (Crocus Sativus)


Özellikleri : İspanya, Fransa ve Avrupa’da az da olsa kültürü yapılan safran bitkisi, İran, Balkanlar, Hindistan ve Doğu Akdeniz ülkelerinde yetişir. Ülkemizde de az da olsa Safranbolu da yetiştirilmektedir. Soğanlı ve çok yıllık bir bitki olan safran bitkisi, 20-25 cm kadar mor çiçekli, güzel kokulu, soğanlı şifalı bitkilerimiz arasındadır. Yapraklarından önce çıkan çiçeklerinin üreme organlarının olduğu tepe kısmı güneş doğmadan önce toplanır ve mümkün olduğunca çabuk gölgede kurutulmalıdır. Yaklaşık 4300 civarında çiçekten 25 gram kadar safran elde edilmektedir. Yemeklere sarı renk verir, kozmetik sanayinde kullanılır. Bazı yemeklerde baharat olarak kullanılır.

Devamı »

Şifalı Bitkiler Nasıl Toplanır ?


Şifalı bitkiler çiğ olarak tüketilebildiği gibi, pişirilerek de tüketilebilirler. Aynı zamanda süs bitkileri olarak  kullanılanları da bulunmaktadır. Oldukça çeşitli bir yelpazeye sahip olmaları her birinin ayrı bir rahatsızlığın tedavisinde kullanılmasını sağlamıştır.

Bazı bitki türleri zehirli olmalarına rağmen ilaç sektöründe aktif olarak kullanılmaktadır. Bitkiyi toplamak için hangi bölümlerinin şifalı olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Onun yapraklarının mı yoksa kök kısmının mı tüketilmesi gerektiğini bilmeden bir çözüm bulmak çok zor olacaktır.

Günümüzde ise bu bitkiler daha çok şifalı özelliklerinden dolayı kullanılmaktadır. Ülkemizde en fazla yeşil çay ve adaçayı tüketildiği bilinmektedir. Bu iki bitkinin de güçlü antioksidan ve temizleyici özelliği bulunmaktadır.

Devamı »

Tohumlar

Bahçenizde bulunan meyve ağaçları, evinizin penceresinden görünen çam ormanı ya da arabayla giderken yol kenarında gördüğünüz çınarlar hakkında hiç detaylı olarak düşünmüş müydünüz? Bu bitkilerin nasıl ortaya çıktığını, hangi aşamalardan geçerek bir ağaç haline geldiklerini biliyor musunuz?Yoksa bitkilerin varlığı sizin için sadece estetik bir anlam mı ifade ediyor? Veya “olsalar da olur olmasalar da” diye mi düşünüyorsunuz? Eğer böyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü estetik zevkinize hitap etmelerinin yanısıra, nefes almanızı sağlayan atmosferdeki dengeleri, oksijen miktarının yeterliliğini, fazla karbondioksitten zehirlenmemenizi, atmosferdeki nemin rahatsız edici ölçülerde olmamasını, yaşadığınız yerdeki havanın çok soğuk ya da çok sıcak olmamasını yani şu anda pek çok yönden rahat bir yaşam sürmenizi büyük ölçüde bitkilerin varlığına borçlusunuz. Üstelik bitkilerin size olan faydası sadece bunlarla da sınırlı değil.Bütün canlılar gibi siz de yaşamak için ihtiyacınız olan vitaminlerin ve minerallerin çok büyük bir bölümünü bitkilerden karşılıyorsunuz.

Devamı »

Çay


Çaygillerden bir ağaçcıktır. Yapraklarında tanen,legumin, esans ve teofilin vardır. Tesirli maddesi, teindir.
Çay yaprakları fermantasyondan sonra kavrulursa siyah, önce kavrulursa yeşil çay elde edilir.

Faydası : Aşırı miktarda olmamak şartıyla içilecek olursa bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Sinirleri uyarır. Mide tembelliğini giderir. İdrar söktürür. İshal ve dizanteriyi keser. Damar kireçlenmesini önler. Damar sertliği, kalp yetersizliği, kan kanseri, guatr, nefrit, kolera ve bağırsak hastalıkarında koruyucu ve tedavi edicidir.Haddinden fazla içilecek olursa çarpıntı, göğüs anjini, sinir bozukluğu, baş ağrısı, sıkıntı, mide bulantısı, el titremesi ve uykusuzluğa sebep verir.Şişmanlar, kalp, sinir, mide ve karaciğer hastaları, romatizma ve nikristen şikayet edenler, böbreklerinde kum veya taş olanlar, kabızlık ve yüksek tansiyondan yakınanlar, üremi veya albüminüri olanlar, mümkün olduğu kadar az çay içmelidirler

Genel Özellikleriyle Mantarlar


Mantarlar, sitoplâzmalarında zarla çevrili çekirdek bulunan ökaryot hücreli canlıdır. Mantarlar çok hücreli canlılardır. Klorofil içermezler, gerekli besini hazır olarak sağlayan heterotrof canlılardır.

1. Mantarların Genel Özellikleri

Mantarlar, yüksek yapılı bitkilerdeki kök, gövde ve yaprak gibi organlara sahip değillerdir. Fakat hücrelerinin etrafında belirli bir hücre çeperinin olması, sporla çoğalmaları ve genellikle hareketsiz oluşları nedeniyle bitkilere benzer canlılardır. Şapkalı mantarların çeşitli türleri ülkemizde doğal olarak yetişir, bazı türleri zehirlidir. Şapkalı mantarlar besin ve ilâç yapımında kullanılmak üzere özel olarak da yetiştirilmektedir.

Devamı »

Bakla


Bakla, baklagillerden, kazık köklü, yıllık bir bitkidir. Kökleri 110 cm derinliğe kadar iner. Yan kökleri kuvvetli bir şekilde etrafa yayılır ve üzerlerinde yumrular meydana gelir. Tüysüz olan sapı bir metre kadar yükselebilir. Sap üzerinde sarmalı durumda yaprakları vardır. Çiçekleri yaprak koltuklarından çıkar. Çiçeklerin kendine has ve hoş bir kokusu vardır. Meyvesi, tohum araları bölmeli ve dolgun bir kapçıktır. Kapçık taze iken yeşil, olgunlaşınca esmerleşir ve sertleşir. Bakla, baklagillerdeki tüm sebzeler gibi bedenin kansere yakalanma rizikosunu azaltır.
Baklanın taze yapraklarından salatası, çekirdeklerinden ise yemeği yapılır.
Baklagillere adını veren bu sebze, zengin bitkisel protein ve karbonhidrat içeriyor. Ayrıca demir ve kalsiyum mineralleri açısından çok zengin olan baklada A, C, B ve B2 vitaminleri de bulunur.
çekirdeklerinden yemek, taze yapraklarından da salata yapılan baklanın sakız baklası, sultani bakla, bayrampaşa baklası gibi çeşitleri vardır ve Türkiye'nin hemen hemen her yerinde yetişir.


Bakla, insan sağlığına için önemlidir:

  • Bedenin kötü kolesterol düzeyini düşürür.
  • Bakla içerdiği insülinle kan şekerini düzene sokar.
  • İçerdiği yüksek orandaki lifle kabızlık çekenlere iyi gelir.
  • Bakla ayrıca, hemoroid ve diğer kalınbağırsak sorunlarında da sağlığa yararlı etkiler sağlar.
  • Tohumlarından yapılan lapa yaralı deri hastalıklarında kullanılıyor.
  • Bakla hazmı kolaylaştırır. İdrar yollarını temizler
  • Böbreklere oldukça yararlıdır: Böbrek ağrılarını hafifletir, böbrek kumlarının ve taşlarının dökülmesine yardımcı olur.
  • Göğüs hastalıkları ve öksürüğe iyi gelir. tanelerinde bol miktarda azot ve nişasta bulunur.
  • Lumbago, romatizma, siyatik ve dolama şikayetlerini giderir.

Akvaryum bitkileri, fotosentez, bitkiler


Bitkiler - Sualtı dünyasının sakinleri için yesil nefes - Pek çok önemli görevi yerine getirirler:

Su temizleme - Bitkiler çakıldakı bakteriler için etkili bir filtredir. Seratofilum (Ceratophyllum demersum) ve su mercimeği (Elodea ve Egeria türleri) gibi hızlı gelişen bitkiler, ilk günden itibaren suyun içerisindeki azot ihtiva eden kirletici maddeleri çekerler.

Suyun zenginlestirilmesi - Fotosentez esnasında bitkiler besin olarak karbondioksit alır ve suya oksijen verir. Koruma - içinde bitkilerin yoğun olarak bulunduğu bir akvaryum, genç balıklara diger aç akvaryum sakinlerinin saldırısına ugradıkları zaman saklanma yeri sağlar. Bu, stresin azaltılmasına yardımcı olur.

Kaç tane bitkiniz olmalıdır?

Temel bir kural olarak, akvaryumunuzdaki en uygun bitki sayısı için asağıdaki hesaplamayı kullanın:

akvaryum boyu (cm/inç) × derinlik (cm/inç) ÷ 50 (metrik) ya da 8 (ABD) Örneğin: 100 cm × 40 cm ÷ 50 = 80 bitki (40 in × 16 in ÷ 8 = 80 bitki)

Su bitkilerini daima nemli ortamlarda taşıyın. Bunları ıslak gazete kağıtlarına, kağıt havlulara vs. sarın. Uzman satıcınızda özel taşıma torbaları da bulabilirsiniz.

Bitkilendirme planları Sonraki sayfalarda üç bitki kuşağının her biri için bitkiler tavsiye edeceğiz:

· Ön Kısım
· Orta Kısım
· Arka Kısım

Yumusak ve canlı yeşillerin ve kırmızıların çekici düzenlemesi akvaryuma bir sükunet ve uyum duygusu getirir ve evinizde rahat bir atmosfer yaratır.

Endemik Bitki


Yeryüzünün yalnızca belirli bölgelerinde yayılış gösteren (yaşam alanı belirli bir bölgeyle sınırlı) canlı tür ya da cinslerine endemik denir. Endemikler, iklim değişmelerinde ve izolasyon koşullarında oluşur. Daha önce geniş alanlara yayılmış bir tür, iklim değişimi sonucu, ekolojik özelliklerine uygun belli bir yere çekilerek yaşamını sürdürür. Örneğin, Kazdağı göknarı, yalnızca Kazdağı'nda görülür.

Endemik kelimesi Yunanca endomos (indigenous) kelimesinden gelir. Yerli, o yere ait demektir. endemizm de bir bitki türünün o yere ait olması durumudur. bir bitki, sınırları belli dar bir alanda yayılış gösterirse o bitkiye endemik bitki denir.

Endemik bitkiler 4 grupta toplanır: 

1 - Paleoendemikler: sistematik olarak izole edilmiş taksonlardır. Olası atasal taksonlar ile ilişkileri kesilmiş, köken buldukları alanla ilişkileri kopmuştur.
2 - Şizoendemikler: Ortak orjinli olup kardeş veya aynı ebeveynden ortaya çıkan taksonlardır. Zamanla yayılım alanları değişmiştir.
3 - Patroendemikler: Kendileri diploid olup komşu bölgelere poliploidi yolu ile yeni taksonlar veren endemiklerdir.
4 - Apoendemikler: Atasal bir taksondan oluşmuş endemiklerdir.

Türkiye dünyadaki endemik bölgelerin en önemlileri arasında yer alır. En bilinen endemik tür liquidambar orientalis'dir

Ülkemizdeki endemik türelerin en önemlilerinden birkaçı;Kazdağında orman meydana getiren Kazdağı göknarı (Abies equi-trojani), Eğridir güneyindeki Kasnak meşesi ( Quercus vulcanica), Köyceğiz-Dalaman arasında yaygın olanSığla veya Günlük ağacı ve ormanları (Liquidambar orientalis), Beşparmak Dağları (Ege bölümü)ndakiKral eğreltisi (Osmunda regalis) ile Datça yarımadasında bulunanDatça hurması (Phoneix theophrasti)dır. Yurdumuzun bilhassa dar derin yarılmış dağlık alanlarında endemiklerin sayısı bir hayli yüksektir. Bunun yanında özellikle Pleistosen'deki iklim şartlarına göre yetişmiş ve yayılma imkanı bulmuş, fakat günümüzde bilhassa dağlık bölgelerimize lokal alanlarda hayatiyetlerini sürdüren çeşitli flora bölgelerine ait bitkiler görülür. Örnek olarak, Karadeniz Fitocoğrafya Bölgesindeki Akdeniz elemanları, Nur, Dedegöl, Ağrı, Nemrut, Mercan(Munzur) dağlarındaki nemli ılıman ve nemli soğuk bitkilere örnek verilebilir.

Bunun yanında ülkemizde Konzervatif endemikler yanında, yeni gelişmekte olan progresif endemikler de bulunmaktadır. Bu bakımdan ülkemiz, hem çeşitli familyalara ait hem de endemikler yönündende çok zengindir.

Türkiye'de yetişen endemik bitki türleri tabiatta, aşırı otlatma, yangın, bilinçsiz kesim, söküm,ıslah çalışmaları, yapılaşma, şehirleşme ve herbisit kullanımı gibi çeşitli tehlikelerle karşı karşıyadır.Bu olumsuz faktörler kimi zaman bitkinin yok olmasına ve bir anlamda yer yüzünde ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Ekim ve arkadaşları(1985) yaptıkları çalışmada endemik türlerin 12'sinin neslinin tükendiğini belirlemişlerdir.  Bu olumsuz faktörler zamanla bitkilerin durumlarını tespit etme ve gerekli önlemleri alma ihtiyacını doğurmuştur. Bu ihtiyaca yardımcı olmak amacı ile "Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği(IUCN)" kurulmuştur. Bu kuruluş yapığı çalışmalarla bitkiler için tehlike sınıflarını belirlemiş ve kritik durumdaki bitkileri buna göre değerlendirerek Kırmızı Bülten denilen "Red Data Book " isimli eseri ortaya çıkarmışlardır. Bu çalışmalardan sonra aynı kategoriler esas alınarak " Türkiye'nin Nadir ve Endemik Bitkileri " adlı bir kırmızı bülten hazırlanmıştır.

Acıağaç


Acıağaç (kuvasya ağacı) : 2 veya 3 mt boyunda Sedefotugillerden küçük bir bitkidir. İnce kabuklarının üst kısmında sarı noktalar bulunur. Çiçeklerinin rengi kırmızıdır. Sıcaklığı fazla olan ülkelerde yetişir. Bu ülkelerde acı ağaç kabuklarından yapılan kaplardan su içenlerin kuvvetleneceğine inanılır. Hekimlikte ; kökü, kabuğu ve odunu kullanılır. Etkili maddesi "Quassine"dir. Çok acıdır.

Faydası : İştah açar, hazmı kolaylaştırır. Ateşi düşürür. Tükürük ifrazatını arttırır. Mide, bağırsak, karaciğer ve böbreklerin çalışmasını düzenler. Böbrek sancılarını keser, taşların düşürülmesine yardımcı olur. Bağırsak kurtlarını döker. Kanamaları durdurur. Haşarat kaçırıcı olarak da kullanılır. Fazla kullanılacak olursa; baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma yapar.

Abdestbozanotu


Abdestbozanotu (pimpinella saxisfrage) : Kara ve yeşil boya üretilen Gülgillerden bir bitkidir. Rutubetli olan yerlerde yetişir. Boyu tahmini yetmiş cm kadardır. Kökü akıcıdır.

Faydası : Mideyi kuvvetlendirir. Göğüs ağrılarını dindirir. Ateşi düşürür. Boğmaca, öksürük ve baş ağrılarını keser. Vücuda dinçlik verir. Balgam ve ter söker. Burun kanamalarını keser. Bademcik şişlerini indirir. Mide yanması ve bağırsak gazlarını giderir. Çıbanın olgunlaşmasına yardım eder.

Bitki Nedir ?


Bitki nedir ? sorusuna verilecek genel cevap. Yere kökleriyle tutunarak gelişimini sağlayan, döl vererek üreyen, yaşamını tamamladıktan sonra kuruyarak yok olan ot, yosun ve ağaç şeklinde olan canlılara verilen addır. Yeryüzündeki yaşamın anahtarıdır bitkiler. Çünkü gelişmiş bütün yaratıklar dolaylı yoldan yada doğrudan besinlerini bitkilerden sağlarlar. Fakat bitkilerin çoğu gerekli besinlerini güneş ışığından kendileri üretirler.

Bitkiler aleminin 350.000'e yakın türü mevcuttur. 2004 itibariyle 287.655 bitki türü tanımlanmıştır. Bunlardan 258.650'si çiçekli bitkilerden, 15,000'i de yosunlardan olarak tanımlanmıştır. Bitkiler genelde ototrof (özbeslek) organizmalardır ve enerjilerini güneş ışığından alırlar. Birçok bitki kloroplastları sayesinde fotosentez ile organik bileşiklerini üretir. Bitki hücreleri genellikle kareye benzer şekildedir.

Bitkiler 2 parçaya ayrılırlar:

1. KAPALI TOHUMLULAR (Çiçekli Bitkiler-Angiospermae)
 

gerçek çiçek üretirler ve sayıları 250 milyona yakın türden oluşan bir bitkiler alemidirler… Meşe, kayın, gürgen, karağaç gibi yapraklı ağaçlar bu gruba dahildir…

2. AÇIK TOHUMLULAR (Çiçeksiz Bitkiler-Gymnospermae)

Açık tohumlular ise çiçeksiz bitkiler olarak anılırlar ve bu bitkilerde geniş bir canlılar topluluğudur. Çam, Göknar, Sedir, Ladin gibi kozalaklı ağaçlar, Sikaslar, Ginko gibi türler bu gruba dahildir…

Bitki Yağları



Ceviz yağı
Ceviz yağı, tüm cild problemlerinin giderilmesinde kullanılabilir. Cildi nemlendirir, cildin yenilenmesini ve kırışıkların giderilmesini sağlar. Saç ve saç diplerini besleyicidir. İyi bir masaj yağıdır. Dahili kullanımda, kolesterolün düşmesinde etkilidir.

Zeytinyağı
Antiseptik özelliği ile bilinen zeytinyağı, güneşin bıraktığı zararlı etkileri ortadan kaldırır.Cilde ve saça inanılmaz güzellik katar. Kuru cildi canlandırır, kırışıklıkları azaltır. Zeytinyağı cildi yumuşatır ve esnek, pürüzsüz bir görünüm verir. Zeytinyağı yorgun ayakları dinlendirir ve canlandırır. Zeytinyağının mükemmel yumuşatma ve nemlendirme kapasitesi vardır. Çatlak ve kuru ayakları tedavide birebirdir.


Papatya Yağı
Ciltte yatıştırıcı ve yumuşaklık verici etkisi vardır. Cilt bakımında akne, alerji, yanık, egzama, yaralar, baş ağrısı ve stres gibi durumlarda kullanılır. Toksisitesi oldukça düşük olduğundan çocuklarda da kullanılabilir. Ateş düşürücü ve ağrı kesici etkisiyle bilenen bu yağı böcek ısırıklarına karşı da kullanabilirsin. Bir beze 3-4 damla damlat ve ağrıyan bölgenin üzerine uygula. Ya da ateşin varsa bir beze bu yağdan damlatarak eline ve ayaklarına kompres yap.

Üzüm çekirdeği yağı
Değerli bir cilt koruyucusudur. Cilt koruyucu ve yaşlanmayı geciktirici bir etkisi olan bu yağ, alerji yapmadığı için hassas ciltler için de uygun! Cilt  kırışıklarını giderir, cildin sarkmasını önler. Aromaterapide de kullanılıyor ve en iyi masaj yağlarından birisidir. Eklem ağrıları için üzüm çekirdeği yağı ile masaj tavsiye edilmektedir.

Çörek otu yağı
Çörek otunun bağışıklık sistemini iyileştirme özelliği var. Kan şekerini düzenler.  Hazmı kolaylaştırır. Mikrop, virüs ve mantarların yok edilmesini sağlar.  Yaraların çabuk iyileşmesinde ve hücre yenilenmesinde etkilidir. Vücudunda yaralar olanlar, her gün yemekten sonra 1 tatlı kaşığı bu yağdan içmeli veya yaralı olan bölgenin üzerine günde iki kez uygulamalıdırlar.



Badem yağı
Badem yağı son zamanlarda oldukça kendisinden söz ettiriyor. Cilt besleyici özelliğe sahip bu yağ, özellikle kuru ve tahriş olmuş ciltler için tavsiye ediliyor. Saçların cansızlaştıysa sen de bu yağ ile saç diplerine masaj yapmayı deneyebilirsin. Makyaj temizlemek için, özellikle göz makyajını temizlemek için de badem yağı kullanabilir.  Badem yağı ile el ve ayaklarına masaj yaparsan, onların yumuşacık olmasını sağlamış olursun!

Rezene yağı
Her ay yaşadığımız regl ağlarından kurtulmak için bir bardak meyve suyunun içine 7-8 damla rezene yağı damlatarak içebilirsin. Rezene yağının faydaları arasında, sindirim kolaylaştırıcı, balgam kesici, balgam söktürücü ve iltihap giderici etkiye sahip olması da var. Kramp giderici özelliği vardır. Rezene yağı kronik mide bağırsak hastalıklarında kullanılır. Kalp sağlığı için kalbi takviye edici, kalp atışlarını hızlandırıcı olarak kullanılır. Özellikle çocuklarda meydana gelen karın ağrılarında, gaz çıkarmalarda, soğuk algınlığında, anne sütünü arttırmada kullanılır.

Zencefil yağı
Zencefil yağı, sindirim sorunu yaşayanlar için çözüm sağlıyor. Soğuk algınlığı için çok etkili. Zihnin canlanmasını ve hafızanın güçlenmesini de sağlıyor. Saça parlaklık veriyor. Masaj yağı olarak kullanılıyor.  — Zencefil yağı ve faydaları –

Susam yağı
Susam yağı, A, B ve E vitaminleri bakımından zengindir. Demir, Magnezyum, kalsiyum, bakır, fosfor gibi mineralleri içerir. Cildi besler, toksinlerden arındırır. Cilde kolayca nüfuz eder, emilimi kolaydır. Yarık, yanık gibi cilt hastalıklarını tedavide yardımcı olan susam yağı, aynı zamanda tırnakların güçlenmesi ve saçların dolgunlaşması için de kullanılıyor.

Kekik yağı
Kekik yağının antiseptik ve kan dolaşımını hızlandırıcı etkileri vardır. Kekik yağını selülitli olan bölgeye masaj yaparak uygular ve cildin yağı emdikten sonra soğuk duş tutarsan, zamanla selülitlerinin azaldığını görebilirsin.

Selvi yağı
Ayak kokusuna karşı tek yapmanız gereken duştan sonra ayak ve parmak aralarına masaj yaparak bu yağdan sürmek. Selvi yağı, diş eti kanamasına karşı da oldukça etkili. Bu yağ ile diş etlerine masaj yapmayı sen de denemelisin!

Karanfil yağı
Karanfil yağının uyarıcı, ısıtıcı, canlandırıcı ve afrodizyak etkileri mevcuttur. Bu yağ, ağrı kesici özelliği ile biliniyor. Ağrıyan bölgeye uygulandığında ağrıları dindirir.  Ayrıca iştah açıcı etkisi de vardır.

Sarımsak yağı
Kaşların ya da saçların mı döküldü? Düzenli olarak sarımsak yağı kullanırsan, kaşlarının ve saçlarının tekrar çıktığını fark edeceksin. Yapman gereken sadece dökülen bölgenin üzerine düzenli olarak masaj yaparak sarımsak yağını uygulamak!

Portakal yağı
İçerdiği C vitamini ile zihni açan ve bağırsak hareketlerini düzenleyen bu yağı, meyve suyunun içine damlatarak içebilirsin.

Elma yağı
Sivilceli ciltlerin bakımında kullanılan, kuru ve çatlak ciltlerde yağ dengesizliğini giderici özelliği ile bilinen elma yağını, saç bakımın için de kullanabilirsin.

Enginar yağı
Enginar yağı şişkinliklere iyi geliyor. Elleriniz ve ayaklarınız şişiyorsa, bu bölgelerine enginar yağı ile masaj yapmayı deneyin. Enginar yağı, öksürük krizlerine de çok iyi geliyor. Özellikle kış aylarında yemeklerden sonra 1 kaşık bu yağdan içerek öksürükten kurtulabilirsiniz.

Isırgan yağı
Saç dökülmesinde de faydalı olan ısıgran yağı, hücre yenileyici özelliğe sahiptir. Kan temizlemeyici özelliği vardır. Soğuk algınlığına ve romatizma ağrılarına iyi geliyor. Ayrıca kansızlık için de faydalıdır.

Keten tohumu yağı
Unutkanlık için bitkisel çözüm arayanlar için faydalıdır keten tohumu yağı. Keten tohumu yağı, hafıza güçlendirici, sinir sistemini düzenleyici etkiye sahip. Kemik zayıflığına da iyi geliyor. Bu yağ ile düzenli olarak el ve ayaklarına masaj uygularsan, bu bölgelerdeki nasır ve sertleşme sorunlarını da ortadan kaldırabilirsin.

Nane yağı
Yatıştırıcı, canlandırıcı ve serinletici etkileri vardır. Aromaterapide; baş ağrısı, zihinsel yorgunluk ve kas ağrılarında kullanılmaktadır. Nezle ve grip tedavisinde mikrop öldürücü özelliği ile bilinen nane yağı, baş ve diş ağrılarında da faydalı. Düzenli olarak kullanıldığında da karın şişliklerini önlüyor.

Menekşe yağı
Saçlarının kuruluğundan şikayetçiysen, duş alırken saçlarına menekşe yağı ile masaj yapabilirsin. Saçlarının kuruluğundan eser kalmayacak! Ayrıca boğaz ağrısı yaşıyorsan da bir fuların üzerine 7-8 damla bu yağdan damlat ve fuları boynuna sar.

Limon yağı
Boğaz ağrılarına, aknelere, bronşite, nezleye, uçuklara karşı artık savaş zamanı! İstersen bir bezin üzerine yağı damlatıp tedavi edeceğin bölgenin üzerine uygula, istersen de hasarlı bölgenin direk üzerine damlatarak masaj yap.

Göz çevresi kırışıklıkları için bitki yağları
1 kahve fincanı soya yağı, 1 kahve fincanı bademyağı ve yarım kahve fincanı avokado yağını bir kapta karıştırın. Parmak uçlarınızı bu karışıma batırıp göz çevresine masaj yaparak sürün. Bu uygulamayı akşamları yatmadan evvel yapın. Sabahları yüzünüzü yıkayıp kurulayın.

Bitki Çay Çeşitleri


Bitkisel Çay Çeşitleri
Isırgan Otu Çayı 
Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Yüksek oranda demir içerdiği için kansızlığa iyi gelir. İnsüline bağlı olmayan şekeri ve anne sütünü arttırır. Romatizmalara iyi gelir.

Kuşburnu Çayı 
Isıya uzun süre dayanıklı C vitamini içerir. Vücudu kuvvetlendirir. Hemoroide, gribal enfeksiyonlara, kolesterole, yorgunluğa, varislere, romatizmaya ve dolaşım bozukluklarına karşı yararlıdır. Etkin bir kan temizleyicidir. Kahverengi yağ hücrelerinin metobolik hareketlerini arttırarak depolanmış sarı yağın yakılmasını hızlandırdığından, kilo
kontrolüne yardımcıdır.


Papatya Çayı 
Sakinleştirici ve rahatlatıcıdır. Sinir sistemi problemlerine bağlı huzursuzluğa, uykusuzluğa; ayrıca hazımsızlığa, gaza, mide spazmına ve kramplarına iyi gelir. İştah açar ve idrar söktürür. Özellikle çocuklarda, sinire ve gerginliğe bağlı mide problemlerinde rahatlıkla kullanılabilir. Yaraların iyileşmesini hızlandırır; ağızda çıkan yaralar ve egzema için tedavi edicidir.

Rezene Çayı 
Hazmı kolaylaştırıcıdır. Sindirim sistemini rahatlatır, gaz ve kolit problemlerine iyi gelir. Özellikle metobolizması yavaş çalışanlara önerilir.



Adaçayı 
Sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını giderir, mide bulantısını keser. Nezle ve boğaz ağrılarına iyi gelir. Mikrop öldürücü özelliği vardır. Zihni açar, uyarır. Doğal östrojen içerdiği için, menapoz döneminde ve hamilelikte tavsiye edilir. Ayrıca astım hastaları için yararlıdır.


Ihlamur Çayı 
Öksürüğe iyi gelir, solunum yollarındaki mukusları temizler. Bronşit ve solunum yolu problemleri için faydalıdır. Gevşetici, sakinleştirici ve terletici özellikleri vardır. Uyku verir. İştah kesicidir.


Melissa Çayı 
Sinir sistemi dengeler, antideprasandır. Sakinleştirici etkisinin yanı sıra, tansiyon düşürücü ve idrar söktürücüdür. Yatıştırıcı özelliğinden dolayı aynı zamanda spazm önleyicidir. Sindirime yardımcıdır.

Nane Çayı 
Mide ile ilgili problemlerde (sindirim sistemi rahatsızlıkları, ishal, bulantı ve kusma gibi) rahatlatıcı ve ferahlatıcı etkisi vardır. Ayrıca, kalp ritm bozukluklarına, başağrısına, ateşe iyi gelir. Enerji vericidir; yorgunluğu giderir, hafızayı kuvvetlendirir.

Sarı Kantaron Çayı 
Antideprasandır. Stress ve uyku düzensizlikleri, mevsim değişikliklerinde ortaya çıkan psikolojik rahatsızlıkların yanı sıra, safra kesesi problemlerine de iyi gelir. Virüs kaynaklı
enfeksiyonlarda tavsiye edilir.

Yeşil Çay 
Kansere karşı koruyucu etkisi olduğu söylenmektedir. Alerji semptomlarını engelleyicidir.

Daha Yeni Kayıtlar

Blogger tarafından desteklenmektedir.