Endemik Bitki
Yeryüzünün yalnızca belirli bölgelerinde yayılış gösteren (yaşam alanı belirli bir bölgeyle sınırlı) canlı tür ya da cinslerine endemik denir. Endemikler, iklim değişmelerinde ve izolasyon koşullarında oluşur. Daha önce geniş alanlara yayılmış bir tür, iklim değişimi sonucu, ekolojik özelliklerine uygun belli bir yere çekilerek yaşamını sürdürür. Örneğin, Kazdağı göknarı, yalnızca Kazdağı'nda görülür.
Endemik kelimesi Yunanca endomos (indigenous) kelimesinden gelir. Yerli, o yere ait demektir. endemizm de bir bitki türünün o yere ait olması durumudur. bir bitki, sınırları belli dar bir alanda yayılış gösterirse o bitkiye endemik bitki denir.
Endemik bitkiler 4 grupta toplanır:
1 - Paleoendemikler: sistematik olarak izole edilmiş taksonlardır. Olası atasal taksonlar ile ilişkileri kesilmiş, köken buldukları alanla ilişkileri kopmuştur.
2 - Şizoendemikler: Ortak orjinli olup kardeş veya aynı ebeveynden ortaya çıkan taksonlardır. Zamanla yayılım alanları değişmiştir.
3 - Patroendemikler: Kendileri diploid olup komşu bölgelere poliploidi yolu ile yeni taksonlar veren endemiklerdir.
4 - Apoendemikler: Atasal bir taksondan oluşmuş endemiklerdir.
Türkiye dünyadaki endemik bölgelerin en önemlileri arasında yer alır. En bilinen endemik tür liquidambar orientalis'dir
Ülkemizdeki endemik türelerin en önemlilerinden birkaçı;Kazdağında orman meydana getiren Kazdağı göknarı (Abies equi-trojani), Eğridir güneyindeki Kasnak meşesi ( Quercus vulcanica), Köyceğiz-Dalaman arasında yaygın olanSığla veya Günlük ağacı ve ormanları (Liquidambar orientalis), Beşparmak Dağları (Ege bölümü)ndakiKral eğreltisi (Osmunda regalis) ile Datça yarımadasında bulunanDatça hurması (Phoneix theophrasti)dır. Yurdumuzun bilhassa dar derin yarılmış dağlık alanlarında endemiklerin sayısı bir hayli yüksektir. Bunun yanında özellikle Pleistosen'deki iklim şartlarına göre yetişmiş ve yayılma imkanı bulmuş, fakat günümüzde bilhassa dağlık bölgelerimize lokal alanlarda hayatiyetlerini sürdüren çeşitli flora bölgelerine ait bitkiler görülür. Örnek olarak, Karadeniz Fitocoğrafya Bölgesindeki Akdeniz elemanları, Nur, Dedegöl, Ağrı, Nemrut, Mercan(Munzur) dağlarındaki nemli ılıman ve nemli soğuk bitkilere örnek verilebilir.
Bunun yanında ülkemizde Konzervatif endemikler yanında, yeni gelişmekte olan progresif endemikler de bulunmaktadır. Bu bakımdan ülkemiz, hem çeşitli familyalara ait hem de endemikler yönündende çok zengindir.
Türkiye'de yetişen endemik bitki türleri tabiatta, aşırı otlatma, yangın, bilinçsiz kesim, söküm,ıslah çalışmaları, yapılaşma, şehirleşme ve herbisit kullanımı gibi çeşitli tehlikelerle karşı karşıyadır.Bu olumsuz faktörler kimi zaman bitkinin yok olmasına ve bir anlamda yer yüzünde ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Ekim ve arkadaşları(1985) yaptıkları çalışmada endemik türlerin 12'sinin neslinin tükendiğini belirlemişlerdir. Bu olumsuz faktörler zamanla bitkilerin durumlarını tespit etme ve gerekli önlemleri alma ihtiyacını doğurmuştur. Bu ihtiyaca yardımcı olmak amacı ile "Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği(IUCN)" kurulmuştur. Bu kuruluş yapığı çalışmalarla bitkiler için tehlike sınıflarını belirlemiş ve kritik durumdaki bitkileri buna göre değerlendirerek Kırmızı Bülten denilen "Red Data Book " isimli eseri ortaya çıkarmışlardır. Bu çalışmalardan sonra aynı kategoriler esas alınarak " Türkiye'nin Nadir ve Endemik Bitkileri " adlı bir kırmızı bülten hazırlanmıştır.